DONDURMA HAKKINDA
İlk
dondurma, günümüzden
yaklaşık 3 bin yıl
önce Çin'de
keşfedilmiştir. 1296
yılında Marko
Polo'nun Çin gezisi
sırasında öğrendiği
buzlu içecek
tariflerini
beraberinde
Venedik'e
getirmesiyle
birlikte Avrupa
dondurmayla tanışır.
Aztekler 15.
yüzyılda dağların
tepelerinden
aldıkları karları,
yemeklerini ve
içeceklerini
soğutmak için
kullanırken, Peru ve
Kolombiya’daki
Andres dağlarındaki
karlar da soğutma
amaçlı
kullanılmıştır.
Portekizlilerin ve
İtalyanların, Latin
Amerika’ya
gelmesiyle, bilinen
anlamda dondurma
yaygınlaşmıştır. Kar
ve şekeri
karıştırarak bir
çeşit dondurma
yapmayı bilen
Portekizli ve
İtalyanlar, burada
vanilya ve kakao ile
tanışarak vanilyalı
ve çikolatalı
dondurmanın buluşuna
yol açarlar.
Anadolu’da ise,
Osmanlı
İmparatorluğu’nun
ilk dönemlerinde
yüksek Anadolu
düzlüklerinden
toplanıp buz
mahzenlerinde
depolanan kar veya
buzla yapılmış
şerbet içme geleneği
vardı. Anadolu’da
kara eklenen pekmez,
bal ve meyve
özleriyle yapılan
Karsambaç’la
başlayan dondurmanın
geçmişi, 17. yüzyıla
dayanmaktadır.
Bu dönemde toplumun
her kesimine yayılan
dondurma yeme
alışkanlığı
özellikle Maraş
bölgesinde çok
farklı yapım
yöntemlerinin
gelişmesine neden
olmuştur.
Günümüzde de Maraş
dondurması olarak
adlandırılan
dondurma, dünyadaki
örneklerinden çok
farklıdır. Yakın bir
zamana kadar klasik
yöntemle, yani kol
gücüyle hazırlanan
bu dondurmanın bir
özelliği bıçakla
kesilecek kadar sert
olmasıdır. Keçi
sütü, şeker ve
salepten yapılan bu
dondurma çeşidine
dünyanın hiçbir
yerinde rastlanmaz.